Şimdi yükleniyor

Alanının Uzman İsmi Metin Ersoy’dan “Yeni Medya ve Gazetecilik” Hakkında Her Şey

Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı, Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Başkanı, alanının uzman ismi ve aynı zamanda bir “Barış Gazetecisi” olan Doç. Dr. Metin Ersoy, üniversitemizi temsilen katıldığı “Gazeteciliğin Geleceği” konulu uluslararası konferansta edindiği izlenimleri aktarırken, her iletişimcinin bilmesi gereken konulara da değinerek engin bilgilerini bizlerle paylaştı ve gazetecilik mesleğinin bilinmeyen yönlerine ışık tuttu!

“Gazetecilik mesleği bitti mi? Yeni Medya ve Gazetecilik bölümü öğrencilerini mezun olunca neler bekliyor? Bu alandaki iş imkanları neler? Eline her telefon alanın kendisini gazeteci(!) ilan edebildiği günümüz medya dünyasında DAÜ’lü gazeteci adayı öğrencilerimiz nasıl fark yaratacak şekilde yetiştiriliyor? Bu alanda başarılı olabilmek için yapılması gerekenler neler? Dijitalleşmenin bu alandaki olumlu etkilerinin yanında gelen olumsuz etkilerden nasıl korunabiliriz? Kendimizi sosyal medyada yaratılan bilgi kirliliğinden, yalan ve yanlış haberlerden nasıl koruyabiliriz?…” ve daha pek çok soruya yanıt aradığımız bu haberimizde yeni ufuklara yelken açıyoruz. Dipnot: Sakın “ben gazetecilik bölümünde değilim; beni ilgilendirmez.” şeklinde düşünüp okumamazlık etmeyin; yazımızda hemen her alandan herkesi ilgilendiren bilgiler mevcut. Benden söylemesi!

DAÜ, İletişim Dünyasının Önemli İsimlerinin Katıldığı Konferansta!

“Merhaba hocam, Birleşik Krallık’a bağlı ülkelerden biri olan ‘Galler’de düzenlenen ‘Gazeteciliğin Geleceği’ adlı konferansa katıldınız ve Yrd. Doç. Dr. Aysu Arsoy hocamız ile birlikte hazırladığınız ‘Toplum Gazeteceliği’ konusuyla ilgili makalenizi burada sunarak üniversitemizi başarıyla temsil ettiniz. Tebrik ederiz. Farklı ülkelerden ünlü iletişimcilerin ve akademisyenlerin katıldığı bu konferansta edindiğiniz izlenimler nelerdir? Ne gibi bilgiler ve tecrübeler edindiğiniz bir etkinlikti?”

Fotoğraf: Recep Dal

“Öncelikle görüşlerime başvurduğunuz için teşekür ederim. Son bir ay içerisinde iki farklı uluslararası etkinliğe katılma fırsatı buldum; birinde organizatör olarak yer aldım. Dilerseniz sizin sorduğunuz etkinlikten bahsedeyim: Üniversitemizin destekleriyle ‘Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı’ Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Aysu Arsoy hocamız ile birlikte katıldığımız ve makalemizi sunduğumuz uluslararası bir konferanstır bu.

Makalemizin konusu “Toplum Medyası” idi. Toplum medyası, geleneksel medyada sesini duyuramayan; azınlık, çocuk, kadın, mülteci gibi dezavantajlı grupların sesinin duyurulmasına; kadın hakları, insan hakları ve çocuk hakları gibi konuların medyada hak ettiği yeri bulmasına olanak tanımaktadır. 10 yıl boyunca hizmet vermiş olan ‘Kıbrıs Toplum Medyası Merkezi (CCMC)’ de toplum medyasının adamızdaki bir örneğidir.

Biz de toplumda demokrasinin, insan haklarının gelişmesi için farklı seslerin duyulmasına olanak tanıyan bu tür oluşumları araştırdık ve araştırmalardan edindiğimiz bilgileri, katıldığımız bu konferansta sunduk.

İletişim dünyasından birçok ünlü ismin de yer aldığı bu etkinlikte yeni bilgiler edinmek, araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgi ve deneyimleri burada paylaşmak, bir yandan DAÜ’yü temsil ediyor olmak ve farklı ülkelerden gelen bilim insanlarıyla birlikte bilim üretiyor olmak, burada edindiğimiz yeni bilgi ve tecrübeleri derslerde siz, öğrencilere aktaracak olmak bizim için çok değerliydi.

Galler, belirli aralıklarla bu konferansı düzenliyor  ve sadece akademisyenler değil; gazeteciler de bu etkinliğe katılıp projelerini sunabiliyor. Böylece sektördeki yenilikleri de görmüş oluyoruz.

Örnek vermek gerekirse, bu etkinlikte sektördeki yeniliklerden biri olan “Mobil Gazetecilik” kavramını da ele aldık.
Gazetecilik, dijitalleşmenin getirdiği inovasyon ve yeniliklerle birlikte çok daha pratik bir meslek haline dönüşüyor. Tabi, dijitalleşmenin getirdiği etik ve birtakım başka sorunlar da ortaya çıkabiliyor.”

“Peki hocam, dijitalleşmenin getirdiği kolaylıkların, pozitif etkilerin beraberinde gelen negatif etkilerden konu açılınca aklıma geldi; örneğin bir kişi, yalan bir haberin hızlıca yayılması sonucunda linç edilmişti ve ne yazıktır ki yakılarak öldürülmüştü. Dijitalleşme sayesinde çok fazla bilgiye kolayca ulaşılabiliyor, evet, bu harika! Fakat çok fazla bilgi kirliliği de bunun beraberinde gelebiliyor. İnsanlar bu kadar bilgi bombardımanı arasından doğru olanı yanlıştan nasıl ayırt edecek, insanlar yalan bilgilerden kendisini nasıl korumalı? Yanlış haberlerden korunmak için kitlelere düşen görev nedir?”

“Güzel bir soru. Evet, dijitalleşiyoruz; ama bu dijitalleşme her zaman pozitif etki etmeyecek; negatıf etki de edecek. ben bir akademisyen olarak, olaya her yönden bakmaya çalışıyorum. Evet, bilgiye bu kadar hızlı ve ucuz ulaşıyoruz; ama diğer vatandaşlar da artık bilgiye kolay ulaşabiliyor. Bu hızlı ulaşma durumu, bilginin değerini düşürebiliyor. Burada, bilginin değerini arttırmak için sizin bilgiyi işleme beceriniz, analiz yeteneğiniz, özgünlüğünüz, yaratıcılığınız devreye giriyor. İşte biz, bu becerileri öğrencilerimize kazandırmak için varız. Temel hedefimiz, bu ortamda fark yaratabilecek becerileri size kazandırmak.

Dijitalleşmenin arttığı bu dönemde, bize sunulan haberin sahte olup olmadığını anlamamız çok önemli. Yalan, manipülatif, düzmece haberlerden korunabilmek için kitlelerin bilgi ve donanımlarını arttırmaları gerekiyor. İyi bir medya okur yazarı, iyi bir dijital okur yazar olmak gerekiyor.

Yalan haberler en çok ekonomik ve siyasi çıkarlar için yapılıyor. Bu amaca hizmet eden haberleri ayırt edebilmemiz şart. Bunu Trump’ın seçimlerinde gördük, farklı yerlerde de çeşitli örneklerini gördük. Bireyler, bu yüzden kendi donanımını arttırmalıdır. İyi analiz edebilen, eleştirel düşünebilen nesiller yetiştirmemiz gereklidir.

Öte yandan, meslek etiğinin çiğnendiği, haberlerin hızlı yayıldığı bir ortamda yapılan yanlış ve kışkırtıcı haberler, toplumlar arasında çatışma yaratabiliyor. Benim alanım da bununla ilgili (barış gazeteciliği) olduğu için, bir yandan toplumlar arası çatışma olan bölgelerde nasıl bir gazetecilik anlayışıyla haber yapılması gerektiği, toplumsal barışa katkı sağlamak için nasıl gazetecilik yapılması gerektiği gibi konulara da kafa yoruyorum.”

Hocamızdan Ünlü İletişimci Jake Lynch’e Davet!..

“Katıldığınız etkinlikte, iletişim dünyasından ünlü bir ismi, Jake Lynch’i, üniversitemize davet etmişsiniz, bu konunun detaylarını öğrenebilir miyiz?”

“Katıldığım konferanslar, bir iletişim ağı da oluşmasını sağladığı için önemli akademisyenlerle görüşme fırsatım oluyor. Bu etkinlikte de iletişim dünyasının önemli isimlerinden Jake Lynch ile görüştüm ve kendisini üniversitemize davet ettim. Böylece Jake Lynch ile bir atölye çalışması, workshop benzeri bir etkinlik gerçekleştirdiğimiz zaman hem ülkemize hem üniversitemize katkı sağlayan bir etkinlik olacak. Gördüğünüz gibi, konferanslarda gerçekleşen bu temasların geri dönüşleri çok anlamlı oluyor. Bizlerden sizlere, tüm öğrencilerimize geri dönüyor. Bizim için burada edindiğimiz yeni bilgi ve deneyimlerin sizlere bu şekilde dönmesi de çok değerlidir.”

Çok Yeni Olmayan; Fakat Popülaritesi Yeni Artan Bir Uygulama: Podcast

“Peki, hocam, medyadaki yeniliklerden bahsetmiştiniz; siz de yeni yaygınlaşan popüler bir uygulama olan ‘Podcast’ı kullanarak bilgi verici içerikler hazırlıyorsunuz. Kullandığınız uygulamalardan biri olan ‘Podcast’ nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?”

“Bir fikri olan kişi geleneksel medyada yer bulamayınca kendi medyasını yaratmak istiyor. Aklına gelen bir fikri, düşünceyi orada paylaşıyor. Bir nevi herkesin hayatında bir dönem  yer alan ‘günlüklere’ benzetilebilir bu. Podcast da ‘fikri olan insanların fikrini paylaşma ihtiyacından doğmuş bir uygulamadır.’ diyebiliriz. Podcast; düşük maliyetli aletlerle yapılıyor, ucuza mal oluyor ve geniş kitlelere kolayca ulaşmayı sağlıyor. Bireylerin telefonu bu kadar etkin şekilde kullandığı günümüzde; telefona hızlıca, kolayca indirilebilen bir uygulama olması da Podcast kullanımının yaygınlaşmasında etkili. Aynı zamanda yolculuk sırasında -örneğin Mağusa’dan Lefkoşa’ya giderken- kulaklığı takıp dinlenebilecek nitelikte olması, bu uygulamayı tercih edilebilir kılan etmenlerden.”

Gazetecilik Bitti mi? 

“Hep ortalıkta dolaşan ‘gazetecilik mesleği öldü, bitti.’ şeklindeki şehir efsanesi hakkında neler söylemek istersiniz? Bu bölümde okumak, çalışmak isteyenlere mesajlarınız nelerdir? Bu bölüm öğrencilerini ve mezunlarını ne gibi iş fırsatları bekliyor?”

“Evet, gazetecilikle ilgili hep duyduğumuz ‘gazetecilik bitti, yok oldu.’ şeklinde bir şehir efsanesi vardır. Bu, yanlış bir düşüncedir. Gazetecilik yok olmuyor; sadece form değiştiriyor, yeni sunuş şekillerine geçiyor.

Gazeteciliğin geleceğine değinmek gerekirse, gelecekte ‘uzman, araştırmacı ve kaliteli’ gazetecilik değer kazanacak. Bu alanda çalışacak arkadaşlara tavsiyem: Sadece gazetecilik ile değil; farklı alanlarla da ilgilensinler, çok yönlü olsunlar, disiplinler arası çalışmaya önem versinler. ‘Bu alanı seçince sadece gazeteci olurum.’ diye düşünmesinler. Bizim sosyal medyada dijital reklam tasarlayan ve inanılmaz paralar kazanan mezun öğrencilerimiz var. Onları kariyer haftasına da davet etmeyi düşünüyorum. Kısaca buradan mezun olunca sadece gazeteciliği öğrenmekle kalmayıp çok farklı alanlarda kendinize yer bulacaksınız. Buradan mezun olup bir şirketin sosyal medya biriminde şirketin itibarını arttıran bir konumda da olabilirsiniz.”

Fotoğraf: Recep Dal

Metin Hocadan Tüm Fakülteye Birlik Beraberlik Mesajı!..

“Hocam, bölümünüzü o kadar iyi anlattınız ki: ‘severek yerleştiğim Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünden Yeni Medya ve Gazetecilik bölümüne mi geçsem?’ diye düşündüm şu an.”

“Aramızda bölümler arası bir rekabet kesinlikle söz konusu değil. Biz, DAÜ İletişim Fakültesi olarak bir bütünüz. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümü ile de bağlantılıyız. Siz yine bizden alabildiğiniz oranda ders alabilirsiniz. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünde okurken de bizden ders almanız mümkün; fakat siz transfer öğrenci olduğunuz için dersleriniz sayıldı. Şu an bizden ders alamayabilirsiniz belki; fakat düz okuyan bir öğrenci, bizden ders alabiliyor. Belirli koşulları taşıdığınızda ‘yan dal’ olarak bizim bölümümüzü seçmeniz de mümkün.

Biz şimdi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünden öğrenci çalmayalım; master, doktorada araştırmanızı gazetecilik alanında yapabilirsiniz.”

“Peki, değerli vaktinizi ayırdığınız ve bizi engin bilgilerinizle aydınlattığınız için teşekkür eder, saygılarımızla iyi çalışmalar dileriz hocam, farklı bir röportajda ya da master, doktorada tekrar görüşmek dileğiyle…”