Kişilik Haklarına Saldırı
Kişilik, bir kişinin hak ve fiil ehliyetini, maddi ve manevi çıkarları üzerinde var olan haklarının bütününü ifade eder. Kişilik hakları sahibine, haklarına saldırılmamasını istemek yönünde bir hak verir. Kişi bu haklarından vazgeçemez, devredemez ya da miras yoluyla intikaline karar veremez. Bu haklar şahıslara sıkı sıkıya bağlıdır.
Başlıca kişilik hakları
Yaşam hakkı, ruh ve bedensel bütünlük, sağlık hakkı, ad, soyadı, şeref ve haysiyet, mesleki itibar, resim, ses ve fotoğraf, tıbbi müdahaleler, organ ve doku nakli, cinsel faaliyete ilişkin müdahaleler, faaliyet ve yaşamını düzenleme özgürlüğü, kişinin sırları, mesleki ve ticari sırlar, özel hayat, aile hayatı, konut dokunulmazlığı olarak belirtilebilir.
Kişiler kendi haklarını da ihlal edebilecekleri gibi 3. kişiler de kişilik haklarına saldırıda bulunabilir. Kişilik hakları bir çok yol ve yöntemle ihlal edilebilir. Bunun için kanunlarda birçok korunma yöntemleri öngörülmüştür. En çok karşılaşılan hak ihlali, kişinin şeref ve saygınlığına yönelik yapılan ihlallerdir.
Kişinin onur, şeref ve haysiyeti; kişinin manevi bütünlüğünü oluşturur. Buna yönelik hukuka aykırı ihlaller çok çeşitli olmakla beraber; kişi hakkında asılsız isnatlarda bulunmak, asılsız isnatları 3. kişilere bildirmek, kötülemek, kişiye hakaret vs gibi eylemler, kişilerin şeref ve saygınlığını rencide edecek, kişileri toplumda itibarsızlaştırabilecektir.
Kişilik Haklarına Saldırı Hallerinde Neler Yapılabilir?
Kanun kişiye, bir hak ihlaliyle karşılaştığında başvurabileceği birtakım yollar öngörmüştür. Bunlar; kişilik hakkını saldırının durdurulması, ilerde gerçekleşebilecek saldırıların önlenmesi veya hukuka aykırılığın tespitidir. Bunların akabinde meydana gelen maddi ve manevi zararların giderilmesini sağlamak üzere yollar öngörülmüştür.
Kişilik haklarına yönelmiş ve hala da devam etmekte olan saldırının durdurulması ve tekrarına engel olunmasının amaçlandığı dava “saldırıya son verme davası”, henüz mevcut olmayan, bir takım eylem ve belirtilerden çok yakın bir gelecekte kişilik hakkına karşı gerçekleşmesi pek mümkün ve olası görülen hukuka aykırı saldırılara karşı açılan dava ” saldırının önlenmesi davası”, kişilik hakkına saldırının gerçekleştiği veya sona ermesine rağmen etkisinin devam ettiği durumlarda saldırının hukuka aykırılığının tespiti durumlarında ise ” saldırının hukuka aykırılığının tespiti davası” açılmalıdır.
KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRININ MADDİ VE MANEVİ ZARAR DOĞURDUĞU DURUMLARDA, KİŞİLİK HAKKINI İHLAL EDENLER ALEYHİNE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI AÇILABİLİR.
Kişilik hakkına saldırının kişinin malvarlığında bir azalmaya neden olması durumunda “maddi tazminat davası” , kişilik hakkı saldırıya uğrayan kimse maddi bir zarara uğramamış ancak bu saldırı nedeniyle elem, keder ve derin üzüntü geçirmişse “manevi tazminat davası” açılabilir.
Başvurulabilecek Diğer Yollar Nelerdir?
Hak ihlalleriyle karşı karşıya kalındığında elbette dava yoluna gitmeden kullanılabilecek başka yollar da mevcuttur. Düzeltme ve cevap hakkı, düzeltme isteminde bulunma ve haklı savunma yolları bunlardandır.
Düzeltme ve cevap hakkı, kişilere anayasa ile tanınmış temel haklardan biridir. Kitle iletişim araçları ile yapılan saldırılar için öngörülmüş olup kişilerin şeref ve haysiyetine karşı gerçekleşen yayınlar hakkında kullanılabilir.
Düzeltme isteminde bulunma; Türk Ticaret Kanunu ile tanınan bir hak olup, bir kimsenin iktisadi varlıklarına karşı haksız rekabet yoluyla saldırıda bulunulduğunda, saldırıya uğrayan kimseye mevcut yanlış beyanların düzeltilmesini isteyebilir.
Haklı savunma; Türk Ceza Kanununda ve Türk Borçlar Kanununda verilen şartların gerçekleşmesi halinde, kişiliği saldırıya uğrayan kimse haklı savunma yoluna başvurarak saldırıyı bizzat engelleyebilir.
Yorum gönder
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.