Muhafazakarlık
Özgür Karakaya[/caption] Muhafazakarlık “muhafaza etmek” korumak anlamına gelmektedir. Kökleri antik çağa uzansa da gerçek anlamda temelleri 18. yüzyılda atılmıştır. Muhafazakarlıkta din de önemli bir yere sahiptir. Toplumda esen değişim rüzgarlarına karşı olmaktır. Özgürlük yerine cemaat bağlarının savunulmasıdır. İnsanın korkularına teslim oluşudur . Kendisine benzemeyenden geri duruşu getirmektedir. “Biz babadan böyle gördük” söylemini de içerisinde barındırmaktadır. Serbest piyasa ekonomisi taraftarlığıdır. İçinde bulunduğu ekonomi politikanın ve toplum düzeninde en iyisi olduğunu var saymaktadır. İktisadi politikalara ve toplumsal düzene getirilen eleştirilere de karşı çıkmaktadır. Ve sorgulayan teorinin karşıtı durumundadır. Eleştirel düşünceyi de tehdit olarak görmektedir. Muhafazakarlıkta hak alınmamaktadır, hak birileri tarafından bahşedilmektedir. Erkek iktidarınında kadın tabusu özelliği de yer almaktadır. Muhafazakarlık insanoğlunun yanılabilirliğine ve yanlış işler yapmaya eğimli olduğunu da savunmaktadır. Olay ve olguların tanımlanmasında ve yönlendirilmesinde toplumun yönetiminde ve değişmesinde dışarıdan bir ideale gereksinim duymaktadır. Yeniliği de taze fikirlere de sıcak bakmayıştır. Yabancı kültür akımlarını da kendi dünya görüşüne göre kodlayarak bünyesine katmayı getirmektedir. Radikal dönüşümün de karşısında yer alarak, aydınlanma felsefesine ve akla da karşı çıkmaktadır. Hiç bir değişime öncülük etmemektedir. Rönesansı ve reformu gerilemenin adımları olarak görmektedir. Geleneğe önem vererek yerleşmiş adet ve kurumları sürdürme eğilimindedir. Evrimi yavaş ilerlemeyi ve sınırlı reformun insanlığın doğal durumunu yansıttığını belirtmektedir. Özel mülkiyetin kurumsallaşmasını toplumsal istikrarı sağlamada önemli bir etken olarak görmektedir. Muhafazakarlık, toplumda tutulması gereken ve gerekmeyen değerlere toplumun refleksleriyle ulaşmaya çalışmaktadır. Toplumun değişmesine direnç göstermektedir. Devletin kürtaj ve cinsiyet değiştirme ameliyatlarını desteklemesini de kabul etmemektedir. Ayrıca insanların eşit olmadığını ve hiç bir zaman da olmayacağını savunmaktadır… Sosyal eşitlik ve sosyal adalet ilkesini de benimsememektedir. Toplumsal yaşamın amacı özgürlüklerden öte otoritedir. Çoğunluk yanlısı olmayı getirmektedir. Değişime duyulan tepkiyi ifade etmektedir. Tek düze ve tek ses bir toplum yaratmaya dayanmaktadır. Kökten değişikliğin de karşısında yer alıştır muhafazakarlık. Görsel: Angel Boligan ozgur694@hotmail.com]]>