Şimdi yükleniyor

Şaha Elif Ergin’in Mektubu

Merhaba Kıbrıs, Merhaba DAÜ ve Merhaba Herkes;

Dur bakayım, ne kadar olmuş? 12 sene…

Bir zamanlar “bu seneler hiç geçmiyor ki!” diyen ben, şimdi bu mektubumda diyorum ki “12 sene ne zaman geçti, gitti böyle”, hayat…

Kıbrıs’la tanışıklığımız 14 seneyi buluyor. Okula başlamadan önce ailemle birlikte bayram tatili için gelmiştim. O zaman Girne Limanı’nda taşın üstüne oturup denize bakarken baya büyük konuşmuş “ben burada hayatta yaşayamam” demiştim. Çok değil, sadece 2 sene sonra 4 senemi geçirmeye yine geldiğimde, bu sefer adanın en sivri ucuna bakıp “ben burada nasıl yaşarım 4 sene” diye hayıflandığımda galiba pek de ders çıkarmamışım. Neyse, zaman su gibi aktı, 12 sene olmuş bile.

12 sene önce üniversiteye geldiğimde, sanıldığının aksine, kabuğundan henüz çıkmamış, hayatı tanımayan, kendi kültürü dışında pek bir çevreyle tanışmamış bir kız çocuğuydum. Aramızda kalsın; zaten hukuk okumaya pek hevesli de değildim. Oldu bir kere, geldik. İlk günler zorlu da olsa kendini bana sevdirdi, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Üniversitesi.

Bir kere muhteşem bir kampüs içerisinde, çimenlere yayıla yayıla üniversite hayatını çoğu arkadaşım yaşamadı. O ayrıcalık bizimkilerin arasında bana aitti. Çok uzatmayayım; kısa bir süre sonra Kıbrıs’a ve okula alıştım. Bir öğrencinin kendini geliştirmesi için her şeyi veren bir üniversite ve öğrencilik hayatı. Bundan daha iyi nasıl olurdu ?

Ne zaman Kıbrıs’ı ve okulu sorsalar, gözlerim parlayarak anlattım. Kıbrıs sayesinde büyüdüm, insanları tanıdım, insanları sevdim, kendi ülkemi ve kültürümü bildim. Okuduğum bölümü sevdim, mesleğimi sevdim. Kıbrıs’a ne kadar teşekkür etsem az. Bugün yine sorsalar gider misin diye; bu sefer daha istekli bir şekilde, yaşayacağım 4 senenin her bir anının keyfini sonuna kadar çıkararak yaşardım; büyük bir heves ve iştahla. İştah demişken; bully beef, hellim ve şeftali kebabını çok özledim.

Yaşadığınız günlerin kıymetini bilin.

Şu anda yaşadığınız coğrafyayı öğrenin. Kıbrıs’ın her bir metrekaresini gezmeden bırakmayın. Tiyatro Kulübü’yle tiyatro yapın, Fotoğrafçılık Kulübü’yle fotoğraf çekmeyi öğrenin, sualtı zenginliklerini Dalış Kulübü’yle keşfedin. Dans edin, şarkı söyleyin, çimenlerde yayılın, bol bol kahkaha ve dostluk biriktirin. Bugün, Türkiye’nin hangi iline gitsem mutlaka bir DAÜ’lü ile karşılaşıyorum. Bu zenginliğin farkında olun ve keyfini çıkarın.

Mutlu, sağlıklı ve başarılı yıllar diliyorum herkese.