Şimdi yükleniyor

Çalışma Hayatında Mobbing

Günlük yaşamımızda da sıklıkla yaşadığımız ancak anlamlandıramadığımız bir kavram olan Mobbing; yaş, cinsiyet, eğitim, tecrübe ve benzeri farkları gözetmeksizin, tüm kültürlerde ve iş kollarında rahatsız etme, taciz ve psikolojik şiddet olarak ortaya çıkan bir davranış biçimidir.

Sosyal yaşamın olduğu her yerde karşımıza çıkmakta olan bu kavram, bir çoğumuzu iş hayatında bulmakta ve hayatın kabusa dönmesine neden olabilmektedir. Bir çoğumuz işimizi kaybetme endişesiyle yasal zeminde hakkımızı savunamasak da bir şekilde sistematik ilerleyen bu psikolojik tacizle baş etmeye çalışıyoruz. Bir çoğu da ne olursa olsun yasal haklarının peşine düşüyor ve mobbing mağduru olmanın önüne geçiyor.

Mobbing Kabul Edilen Davranış Kalıpları

İş hayatında mobbing daha çok işverenin çalışanına uyguladığı ya da amir konumundaki çalışanların kendi altında çalışanlara uyguladığı psikolojik baskı, taciz, rahatsız etme, psikolojik şiddet olarak tanımlanmaktadır. Mobbingden söz edebilmek için hangi davranış kalıplarının bu kavramda değerlendirildiğini bilmek gerekir. Bu nedenle günlük iş tartışmalarından psikolojik tacizi ayırmak önemlidir. Her günlük iş tartışması mobbing değildir.

Mobbing; sağlığa yönelik, iletişime yönelik, sosyal ilişkilere yönelik, mesleki ve özel konuma yönelik saldırılar olarak gerçekleşir. Taciz uygulayan kişi, çalışanların kendini ifade etme olanağını sınırlar. Çalışanın konuşmaya başladığında sözünün kesilmesi, azarlanması, küçümsenmesi, çalışanın yaptığı işlerin, projelerin sürekli eleştirilmesi, çalışana yönlendirilen bakışlar ve davranışlarla ya da dolaylı imalar tipik davranış kalıpları iletişime yönelik olanlardır.

Çalışanın ofisinin çalışma arkadaşlarından uzak bir yere taşınması, çalışanla konuşmanın kesilmesi, çalışana herhangi bir söz yönlendirilmemesi, çalışma ortamında taciz uygulanan çalışana o yokmuş gibi davranılması, çalışanın tayininin yaşama alanına uzakta bir yere çıkarılması sosyal ilişkilere yönelik saldırılara örnek olarak verilebilir.

Çalışanın arkasından konuşulması, hakkında asılsız dedikodular yayılması, çalışanın gülünç duruma düşürülmesi, çalışanın akıl sağlığı ile ilgili sorunları olduğuna inandırılması ve doktor tedavisi görmesi için ikna edilmeye çalışılması, çalışanın konuşması, yürüyüşü ile alay edilmesi, özel yaşamıyla alay edilmesi, dini inancıyla alay edilmesi, çalışana sözlü ya da sözsüz cinsel talepler yöneltilmesi sosyal imaja yönelik saldırılardandır.

Çalışanın iş yapmasının engellenmesi, iş yapmasının önüne geçmek üzere her türlü çalışma faaliyetinin engellenmesi, anlamsız ve uzmanlık alanının altında işler verilmesi ya da çalışanın beceriksizliğinin ortaya çıkması amacıyla kendi yeteneklerinin çok üzerinde görevler verilmesi mesleki ve özel konuma yönelik saldırılardandır.

Çalışana ders vermek amacıyla ufak şiddet tavırları, çalışanın sağlığını olumsuz etkileyecek işlerde çalışmak zorunda bırakılması, cinsel tacizler sağlığa yönelik saldırılardandır. Tacizcinin sergilediği bu davranış kalıplarının ortak özelliği, sistematik şekilde ve uzun süreli olmalarıdır. İlk zamanlar iş hayatının cilvesi olarak kabul edilen bu hadise zamanla taciz boyutunu alır ve sinsice mağduru yaralar. Zamanla mağdurun benlik duygusu zayıflar, kafa karışıklığı, özgüven eksikliği, huzursuzluk, korku, utanç, öffke gibi duyguları yoğun olarak yaşamaya başlar. Git gide mağdurda maddi ve manevi zararlar doğmaya başlar.

Tacizcinin Amacı

Psikolojik araştırmalar tacizci kişilerin antipatik özellikler taşıdığı, aşırı denetleyici, korkak ve sinirli, daima güçlü olma isteği içinde olan, kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan çekinmeyen kişiler olduğu belirtmektedir. Aşırı özsever bir kişiliğe sahip oldukları, toplumsal ilişkileri zayıf, korktuğu kişileri denetim altında tutmak için güç kullanan, kendini diğer insanlardan sürekli üstün gören bir tutum ve davranış sergiledikleri belirtilmektedir. Tehdit altında iken yalnızca kendilerini düşündükleri, kendi kurallarını işyerinin kurallar haline getirmeye çalıştıkları, bunun için baskı ve şiddet uygulayabildikleri, bu amaçla sürekli bir disiplin kurmaya çalıştıkları, korku yaratarak egemenlik kurdukları aktarılmaktadır. Aynı zamanda ön yargılı, duygusal tepkiler sergileyen, bireyin sahip olduğu etnik, dinsel vs. özelliklerini yıldırma için gerekçe sayan bir tutum sergiledikleri ifade edilmektedir.
İş Hukuku çerçevesinde düşündüğümüz zaman bir tacizcinin amacı çalışanı yasal tazminatlarından ve diğer işçilik alacaklarından mahrum etmektedir. Sistematik bir şekilde ve uzun süre psikolojik şiddete maruz kalan çalışanların gerçekten de gözlerinin hiçbir şey görmeden istifa ederek işlerinden ayrıldıkları görülmektedir.

Hâlbuki yukarıda paylaşılan davranış kalıplarıyla karşı karşıya kalan çalışanların kişiliklerinin, yaşam ve vücut bütünlüklerinin yasalarca korunduğunu bilmeleri gerekir. Aynı çalışma ortamını paylaşan herkes birbirine saygı göstermek, dürüstlük kurallarına uygun şekilde bir düzen sağlamak ve olası zararların önüne geçmek için her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Ayrıca işveren de; çalışan ile arasındaki hizmet ilişkisi gereği çalışanın kişiliğini korumak ve çalışana saygı göstermek zorundadır.

Mobbing Mağduru Bir Çalışanın Hukuken Yapabilecekleri

Borçlar Kanununda işçinin kişiliğinin korunması başlığıyla işverene, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri alma yükümlülüğü getirilmiştir.

Buna göre işveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. İşverenin, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

İş Kanunu da eşit davranma ilkesi ile işverenin çalışanlarına eşit davranmakla yükümlü olduğunu hüküm altına almıştır.

Bu maddeler ışığından hareketle; mobbing mağduru olduğunu düşünen çalışanlar, elde ettikleri delillerle birlikte hukuki ve cezai yollara başvurabilir, haklı nedenle iş akdini feshedebilir, maddi ve manevi zararların doğması nedeniyle tazminat davası açabilir ve hatta Türk Ceza Kanunu hükümleri ışığında tacizci hakkında suç duyurusunda bulunabilir.

Mobbing İspatı

İşveren tarafından işyerinde sistemli ve kasten mobbinge maruz kalan bir çalışan elde ettiği tüm delillerle hukuki ve cezai haklarını kullanabilir. Herkes iddiasını ispatla mükellef olduğundan mağdur çalışanın da mobbinge uğradığını ispat etmesi gerekecektir.
Mağdur, yaşanan psikolojik tacize şahit olan çalışma arkadaşlarının tanık olarak gösterilmesini isteyebilir, psikolojik tacizi tutanak altına almalı, tacizi uygulayan kişiyi üstlerine bildirmelidir. Zaten bir amir tarafından tacize uğranıyorsa insan kaynakları departmanına durum bildirilmelidir.

Bu gibi davalarda mobbinge uğradığınızı kanıtlayacak yazışma, mesaj, e-posta gibi bilgi ve belgeler delil olarak kullanılabilir.