Oğuz Haksever DAÜ Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü’nde
NTV’nin ses getiren projesi “Ve İnsan ‘O’ anlar”ın sahibi Oğuz Haksever Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü’nde Video Haberciliği dersini verecek.
Mesleğe TRT’de başlayan Oğuz Haksever, Türkiye’de açılan özel kanallardan sırasıyla Show TV, Kanal 6, ATV ve NTV’de çalışıp ses getiren projelere imza attı. Yakın Plan, Ve İnsan ‘O’ anlar ve Mehmet Barlas’la yaptığı Makam Farkı bunlardan birkaçı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti ve Türk Dil Kurumu’ndan ödülleri bulunan Oğuz Haksever, Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü’nde Video Haberciliği dersini verecek.
Yeni Medyanın Geleceği
Yeni Medya’nın geleceğini düşünürken, iki alan aklıma geliyor. Birincisi yeryüzündeki sosyal dokular diğeri ise mesleğimiz gazetecilik.
Yeni Medya, araç çokluğuyla, hatta daha doğru bir deyişle araç bolluğuyla önümüzde gelişiyor. Ben bu süreci başından beri yaşadım. Yeni Medya, önce internet ortamında başladı (resim, fotoğraf bile yoktu); sonra mobil iletişimde mesaj uygulamalarına (rakam tuşlarıyla mesaj yazmak ne kadar zordu) sıçradı ardından hem internet ağı hızlarının hem de mobil iletişim band genişliklerinin artmasıyla artık konfeti yağmuru gibi üstümüze mecra -uygulamalar, platformlar v.s.- çeşitliliği yağıyor. Yeni Medya’nın kazanç getiren bir iş olması nedeniyle bu mecra çeşitliliği artacak. Bu sürecin yeryüzünde çeşitli boyutlarıyla insani duyarlılık yoğunluğunu artıracağı düşüncesindeyim. Yeter ki, önderlik edecek kişi ya da gruplar, akıllıca davranarak başarılı olsunlar. Bu öngörüme küresel iklim değişikliği duyarlılığı üzerinden örnek verebilirim. Her ne kadar küresel ısınma ve bunun sonuçlarından ötürü ortaya çıkan sorun konusundaki küresel duyarlılıktan yaygın bir memnuniyetsizlik var olsa da, Yeni Medya olmasaydı farkındalığın bu seviyeye gelmesi mümkün olmazdı. Kuşkusuz küresel gelir adaletsizliği, ırkçılık gibi maraz durumların törpülenmesinde de Yeni Medya önemli rol oynuyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde peş peşe yaşanan siyahlara karşı ölümcül polis şiddetine karşı önce Birleşik Devletler’de başlayan spor karşılaşmaları öncesi diz çökme eylemi televizyonun ve basılı gazetelerin araç olarak hakim olduğu ortamda bu kadar hızlı yayılabilir miydi?
Yeni Medya’nın mecra çeşitliliği arttıkça bu süreç perçinlenecektir.
Kuşkusuz bu öngörüleri iyimserlik sepetinden aldığımı da vurgulamam gerekiyor. Gerçekçi olma düsturu, kötümserlik ya da olumsuzluk sepetine de bakmayı gerektiriyor ama benim iyimserlik sepetim daha ağır.
Dijitalleşen Medyanın Gazetecilik Mesleğine Etkisi
Yeni Medya, gazeteciyi ve gazeteciliğin icra tarzını değiştirmeye başladı. Bu süreç gelecekte de devam edecek. Yeni Medya’ya uyum sağlayan hatta uyum sağlamakla da yetinmeyip arayışlar içinde öne geçen yaratıcı olan gazeteci, mesleğini daha etkili yapacak, daha geniş kitlelere ulaşma olanağı elde edecektir.
Uyum sağlama becerisinin mesleki başarıya etkisini 90’lı yıllarda içinde bulunduğum bir olayla anlatayım. Susurluk Skandalı’nın patlak vermesine neden olan kazanın ertesi günüydü. Bir emniyet müdürü, bir milletvekili ve ünlü bir firari aynı araçtaydı. İkisi -Hüseyin Kocadağ ve Abdullah Çatlı- ölmüş, milletvekili Sedat Bucak ağır yaralanmıştı. “Devlet-Mafya-Siyaset Üçgeni” olarak tanımlanan bir olaydı. Elbette başat televizyon kanallarının haber merkezleri Susurluk’a ekipler yollamışlardı. Zamanın Atv Haber Merkezi’nde editördüm. İlk günün en önemli belgesi ceset tutanakları idi. Uyuşturucunun da var olduğu bu tutanakların görüntüsünün akşam, ana haber bültenlerine yetişmesi gerekiyordu. Diğer kanalların ekipleri, araçlarını çılgınca sürerek savcılıktan alınan tutanak kopyalarını İstanbul’daki haber merkezlerine yetiştirmeye çalışırken, Atv’nin muhabiri Hüseyin Yılmaz, belgeleri haber merkezine fakslamıştı! Diğerleri bunu akıl edememişti. Atv hariç tutanaklar ekranlara verilememişti. Haber merkezi olarak bu atlatmanın tadını çıkarmıştık.
Yeryüzünde artık, haber ekipleri cep telefonlarıyla haberlerini iletebiliyorlar. Televizyon haberinde kurgular iki arada bir derede laptoplarda yapılabiliyor. “Cevat Kelle” tiplemesinin mucidi rahmetli Levent Kırca bu kadar mobilize gazetecilik öngörmüş müydü? Sanmıyorum.
Yeni Medya, yazılı basın, televizyon, radyo haberciliği arasındaki sınırları da kaldırıyor. Artık gazeteci, bir haberi; eğer çalıştığı organizasyonda varsa kağıda basılı gazeteye, gazetenin internet portalına, televizyona ve radyoya da ama özellikle sosyal medya hesaplarına da hazırlamak durumunda. “Cevat Kelle” olmak gerekiyor yani…
Bütün bu gelişme, gazetecinin bilgisayar teknolojisi, internet teknolojisi, mobil iletişim teknolojisi alanlarında vasatın üzerinde bilgi sahibi olmasını gerektiriyor. Vasatlık çizgisini ne kadar üstten aşarsa gazeteci o kadar başarılı olacaktır.
Yeni Medya’nın olumsuzluklarına mesleki açıdan bakmak isterim. Kendimce en önemlisi üzerinde durayım. Yeni Medya, gazeteciliği örterek mesleği flulaştırıyor. Gazetecilikte kurumsallaşmayı bir kenara iterek, bireysel gazeteciliği teşvik ederek mesleki ilkeler eleğinin dokusunu seyrekleştiriyor.
Yeni Medya’nın gelişip serpildiği günümüzde artık elindeki akıllı telefonunun medyatik özelliklerini kullanan herkes gazeteci… Oysa gerçek gazeteci, bir yığın mesleki donanımla yüklüdür. Gerçeği arayıp iletme düsturu ve etik değerler en önemli donanımlardır. Sonra anlaşılır, akılda kalıcı olabilme, anlatım becerisi, haberin ne olduğunu iyi bilme, insani özelliklere karşı önyargısız olabilme, herkesin temsilcisi olma gibi donanımlar gelir. Bütün bunların üzerinde ortalama bir gazeteci, yaptığı işin aslında bir kamu hizmeti olduğunun da bilincindedir. İşini yaparken etik değerler eleğinin dokusunu sıkı tutar. Ama Yeni Medyanın özellikle “sosyal” mecrası, herkes gazeteci olmaya başladığı için bu donanımları öğütüyor. Gerek ulusal, gerekse küresel kamuoyunun, gazetecilik kimliğinin özellikleri konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Yoksa kimin gazeteci olduğu kimin olmadığı; hangi haberin gazeteci tarafından hazırlandığı, hangi dezenformasyonun gazeteci olmayan kişi veya gruplar tarafından medya alanına sokulduğu anlaşılmayacak; bu da ciddi sıkıntılara yol açacak. Şimdiden de yaşıyoruz bu sıkıntılı durumu. Bu sakınca konusunda küresel gazetecilik organizasyonların kendilerini daha fazla görünür kılmaları gerekiyor. Yeryüzündeki pek çok mesleğin mesela şu günlerde tıp mesleğinin küresel örgütleri bu kadar göz önündeyken geçmişteki o prestijli uluslararası gazetecilik örgütlerini ortalıkta görmüyorum. Kendilerini gereksiz mi görüyorlar yoksa?
Şimdilerde laptopunun karşısına geçen pek çok kişi, Youtube üzerinden gazeteciliğin temel donanımlarını pek kullanmadan; gerçeklere dayalı bilgi sahibi olmadan bilgi edinmiş edasıyla yayınlar yapıyor; yorumla haber arasındaki çizgiyi gizliyor. Medya okuryazarlığı konusunda eğitimli ya da bilgili olmayan izleyici de gerçek gazeteci ile karşı karşıya olup olmadığını ayırt edemiyor. Bunun sakıncasını anlatmaya gerek yok sanırım. Oysa saygın bir kurumsal yayıncılık organizasyonuna tabi olmayan bir gazetecinin sağlıklı bilgi edinmesi veya istihbarat yapması pek kolay değildir. İzleyici, hatta kamu otoritesi gerektiğinde o gazetecinin bağlı olduğu kurumun künyesini görebilmelidir. Elbette haberleri saygın, güvenilirliklerini kanıtlamış medya kuruluşlarında yayımlanan bağımsız ve güvenilir gazeteciler de vardır. Bu gazetecilerin işleri de o kuruluşların yayın ilkeleri eleğinden geçerler.
Oğuz Haksever ile Video Haberciliği Dersi
Ben mesleğe televizyonda başladım. Bu Yeni Medya ortamında da yine televizyon haberciliği yaparak mesleğimi sürdürüyorum. Yeni sezonda öğrenci arkadaşlarla hemen hemen bütün boyutlarını kapsayacak şekilde televizyon haberciliğini ele alacağız. Her ne kadar televizyon haberciliği deyince eski medyanın bir aracı yani televizyon akla geliyorsa da bunun böyle olmadığı, internet haber portallarındaki, Youtube ve benzeri mecralardaki ve sosyal medyadaki görüntülü haberlerden kolaylıkla anlaşılabilir.
Yani Yeni Medya’da görünür olmak isteyen bir gazeteci adayının artık televizyon haberciliği konusunda da bilgili olması gerekir. Örneğin, Youtube’ta sunumlar yapmayı, sosyal medyaya videolar hazırlamayı hedefleyen öğrencilerin görüntünün grameri, sinematografi konusunda, yayın haberinin dili ve organizasyonu konusunda, seslendirmede artikülasyon konusunda ve sunuş konusunda bilgili, donanımlı olması onlara kariyer yarışında önemli avantajlar sağlayacaktır. Bu bakış açısıyla Doğu Akdeniz Üniversitesi iletişim öğrencilerinin birlikteliğimizden yararlanacağına inanıyorum.
Yorum gönder
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.