Şimdi yükleniyor

Stelya’nın Kıbrıs’ı: Tel örgüsüz, asker postalsız, huzurlu bir liman

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğuş sürecini anlattığı “İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti” kitabının ardından,  Kıbrıs’ta 1960-63 döneminde yaşanan olayları yansıttığı “İstenmeyen Bebeğin Ölümü” adlı kitabı, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ta eş zamanlı olarak okuyucuyla buluşan Dr. Nikolaos Stelya ile kitapları, Kıbrıs’taki mevcut durumu ve barışın geleceğini konuştuk.

Tel örgülerin, asker postallarının, kimlik kontrollerinin olmadığı, adanın her yanında özgürce Rumca ve Türkçe’nin işitildiği, kaynayan bir coğrafya da huzurlu bir liman teşkil eden bir Kıbrıs tahayyülüm var.

Yunanistan’da yayımlanan Kathimerini gazetesinin Kıbrıs Türk ve Türkiye masası editörlüğünü yürüten araştırmacı yazar ve Türkolog Stelya, internet üzerinden gerçekleştirdiğimiz röportajda, Kıbrıs’ta tüm etnik, dini, cinsel ve siyasi kimliklerin özgürce ifade edildiği federal bir çözümün mümkün olduğu belirtti.

Nikolaos Stelya'nın son kitabı "İstenmeyen Bebeğin Ölümü"
Nikolaos Stelya’nın son kitabı “İstenmeyen Bebeğin Ölümü”

İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti ve İstenmeyen Bebeğin Ölümü nasıl ortaya çıktı?

İki kitabın öyküsü 2012 yılına dayanıyor. 2-3 yıl önce Lefkoşa Üniversitesi ile ortak bir çalışma geliştirdik. “Kıbrıs Türk toplumu ‘düşman’ EOKA’ya nasıl yaklaştı?” sorusunu sorarak yola çıktık. Bu soru ışığında, Güney’de Kamu Enformasyon Dairesi’nde yer alan zengin gazete arşivinden faydalandık. 2013 yılında bu arşiv çalışmasının ilk meyvesini İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yayınlayarak elde ettik. Bir yıl sonra, bu çalışmayı “İstenmeyen Bebeğin Ölümü” takip etti. İki kitap da Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’taki okuyucularla eş zamanlı olarak buluştu.

Kitaplarda Rum basınına göre Kıbrıslı Türk basınından daha fazla yararlandınız. Bunun bir nedeni var mı?

Yukarıda belirttiğim üzere arşiv çalışmam Kıbrıs Türk basınına odaklanmış durumda. Özellikle milliyetçi liderliğinin perspektifini yansıtan gazetelere dikkatimi odaklandırmış durumdayım. İlerleyen dönemde Rum basınını da taramayı hedeflemekteyim.

1963 sonrasında yaşananları anlatan bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz ?

1963-74 dönemi büyük ihtimalle yeni çalışmamın odağında olacak. İlerleyen aylarda bu projeye odaklanmayı hedefliyorum.

Sizin gözünüzle bize barışı anlatır mısınız ?

Tel örgülerin, asker postallarının, kimlik kontrollerinin olmadığı, adanın her yanında özgürce Rumca ve Türkçe’nin işitildiği, kaynayan bir coğrafya da huzurlu bir liman teşkil eden bir Kıbrıs tahayyülüm var. Kıstasları doğru tayin edilmiş ve ilgili taraflarca kabul görmüş olan bir federal çözüm bu projeyi hayata geçirtebilir. Böylesi yeni, modern bir siyasi yapıda tüm etnik, dini, cinsel ve siyasi kimlikler kendilerini özgürce ifade etme olanağı bulacaktır.

Şu an Kıbrıs’ta bulunan bu düzen sizce sürdürülebilir mi?

Kıbrıs’ın her iki yakasında da siyasi ve toplumsal yapılar büyük bir krizin içerisine sürüklenmiş durumda. Yeni çöküş devrinin faturasını genç nesiller ödemekte. Betonlaşmış, kemikleşmiş etnik-ırkçı kinler ve varolan sınıfsal-sosyoekonomik ağlar statükoyu ayakta tutup bu sorununun üzerine gidilmesini şimdilik engelliyorlar. Ancak bu durumun daha fazla sürdürülemeyeceği her geçen gün daha çok insanca kanıksanmakta.

Mevcut düzende gelecekte Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum gençlerini neler beklemektedir?

Bugünkü kıstaslar ışığında bizleri parlak bir geleceğin beklemediği ortada. Alışveriş merkezlerine, eğlence kültürüne, varolan siyasi yapılara, milliyetçi hegemonyaya bağlı kalmaya devam ettiğimiz sürece Kıbrıslı Türk ve Rum gençler yabancılaşmaya devam edecekler. Şu an Taksim zihinlerimize kazınmakta. Bu heyulayı ve Güney’de hâkim olan Türk karşıtı algıyı -ölü toprağını- üstümüzden bir an evvel atmazsak bizleri karanlık bir gelecek bekliyor olacak.

Bağımsız bir Kıbrıs mümkün müdür ?

Hızlı adımlarla yakın gelecekte adanın bağımsızlığını elde etmemiz olanaksız. Bölgesel konjektür buna elvermiyor. Buna karşın bu hedefe doğru atılacak adımlar var. Kıbrıs’ın varolan koşullarda bebek adımları ile ilkin kendi ayakları üzerinde durmasını öğrenmesi lazım. Tam bağımsızlık ise zamana ve isteme bağlı.

Son olarak Kathimerini gazetesinden bahseder misiniz?

Kathimerini, Yunanistan’ın ve Balkanların en eski gazetelerinden bir tanesi. Asırlık bir çınar. Bugün Yunanistan’da merkez sağ-liberal çizgide yayın hayatını sürdüyor. 2009 yılında haftalık ve günlük internet baskısı ile Kıbrıs’ta da okuyucularıyla buluşuyor. Bugün Kathimerini Politis ile birlikte Güney’de federal çözümü destekleyen iki gazeteden bir tanesi. Ayrıca, 2009 yılından beri Kıbrıs Türk – Türkiye masası kurmuş olan tek Kıbrıslı gazete.