Oğuz Güven DAÜ’de: “Dürüst Gazeteciler Yazmanın Bedelini Ağır Ödüyor”
[vc_button title=”Haber: İbrahim Emre Sugel” target=”_self” color=”default” href=”#”]
[vc_button title=”Fotoğraflar: Erem Kızıltan” target=”_self” color=”default” href=”#”]
Cumhuriyet Gazetesi İnternet Sitesi Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, “Yazılı Basına Bağlı İnternet Gazeteciliği” konulu söyleşide Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’nün konuğu oldu.
DAÜ İletişim Fakültesi’nde gerçekleştirilen organizasyon, Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlendi.
Söyleşinin açılış konuşmasını Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurten Kara yaptı. DAÜ’de 2 yıl önce de Oğuz Güven’i ağırladıklarını ve yeniden aralarında görmekten memnuniyet duyduklarını belirten Kara, “bilindiği üzere 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ydü. İnsan hakları hususunda hak ihlallerini dile getirmek yine gazeteciliğin görevidir. Bu bağlamda gazeteciliğin önemini yine vurgulamak isterim”, diyerek katılımcılara teşekkür etti.
Söyleşiye, gazeteciliğin nerede yapılırsa yapılsın değişmeyeceğini belirterek başlayan Güven, “internet gazeteciliği diye bir şey yoktur, gazetecilik vardır. Günümüzde internetle birlikte icra koşulları değişmiş olsa da, gazetecilik enformasyon yığınları arasından doğru bilginin verilebilmesi için varlığını sürdürmektedir”, dedi. Güven’in konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle idi:
Yurttaş Gazeteciliğiyle Yarışmak Kolay Değil
İnternetle birlikte yeni medya alanlarında yurttaş gazeteciliğinin ön plana çıktığına değinen Güven, “vatandaşlar artık sosyal medya aracılığıyla anında olayı yerinden bildirebiliyor. Bu aktarım esnasında ise muazzam bir enformasyon kirliliği de oluşuyor. Gazetecilik, tam da bu sırada devreye giriyor. İnternette ki müthiş hıza rağmen nasıl doğru haber verebiliriz, bunun mücadelesini veriyoruz”, dedi. İnternetin ve yurttaş gazeteciliğinin yaratmış olduğu bu süratli ortamla yarışmanın pek kolay olmadığına da değinen Güven, doğru ile yanlış bilgiyi ayırana dek kimi zaman ilgili olayın eskimiş olabileceğini ifadelerine ekledi.
Basılı Gazete Organlarıyla Senkron Yaratmak Çok Güç
İnternet ortamında gazetecilik faaliyeti yaparken hızın çok önemli olduğuna vurgu yapan Güven, bu hıza erişebilmek için basılı gazetecilik faaliyetlerinin internet sürecine tam anlamıyla taşınıp, tüm kurullarının süratle çalıştırılması gerektiğini belirtti.
Güven,”İnternetteki hızlı enformasyon akışına yetişebilmek için basılı yayındaki editörün, yazı işleri sorumlusunun ve tüm organların internete göre düşünmesi gerekir. Ne yazık ki günümüzde basılı gazete organlarıyla bu senkronu yaratmak çok güç oluyor”, dedi.
Okurun Katılımcı Olduğu Gazeteciliğe Evrildik
Dünya üzerinde ağ teknolojilerinde oluşan platformların geçerliliğine dikkat çeken Güven, insanların artık kendi sözlerini söylemeyi tercih ettiğini, basılı gazeteye müdahale edemeyen okurların, dijital mecralarda haberlere müdahil olduğunu dile getirdi. Güven, sözlerine şu şekilde devam etti: “sosyal medya aracılığıyla okurlar, ilgili haberlere ilişkin kampanyalar dahi başlatıp haber merkezine nüfuz edebiliyor. Artık durum; ‘medya ne veriyorsa odur’ meselesinin ötesine geçti. Okurun tam anlamıyla katılımcı olduğu bir gazeteciliğe evrildik”, dedi.
Okuma Oranları Düşüyor
İnternette haber okuma oranlarının bu yıl ilk defa gerilediğine, rakamların %50 oranında düştüğüne değinen Güven, 13 yıldır internette gazetecilik alanında yöneticilik yaptığını ve bu tabloyla ilk defa karşılaştığını dile getirdi. Ayrıca okuma oranlarındaki düşüşe ek olarak paylaşımların da azaldığına dikkat çeken Güven, “bu tabloyla karşılaşınca üzülüyorsunuz. Bunun sebeplerinin altında Türkiye’de var olan korku ve sindirme politikaları var. Artık muhalif haberlerin kişisel sosyal medya sayfalarında paylaşılma oranları da oldukça düştü”, dedi. Ayrıca haber okumanın eğitim ve kültür ile doğrudan bağı olduğunu belirterek Avrupa’da 1 yıl konuşulabilecek bir konunun bizlerin coğrafyasında 2 saat içerisinde değişebildiğine vurgu yaptı.
Öte yandan okuma oranlarında ki düşüşe yönelik haber metinlerinin içeriği açısından da öz eleştiri yapan Güven, internetteki olağanca hızıyla akan gündeme haber yetiştirebilmek için içeriklerin üzerinde düzenleme yapabilecekleri zamanın çok sınırlı olduğunu ve buna ek olarak; ajanslardan gelen haberlerin dilinin hükümetin perspektifine göre değişkenlik gösterdiğini, ajans haberlerine de güvenemediklerini, oysa haberin dilinin tek olması gerektiğini belirtti.
Şirketler Muhalif Gazetelere Reklam Vermiyor
İnternetin reklam gelirlerinin tüm dünyada yükselirken Türkiye’de düştüğüne yönelik açıklamalarda bulunan Güven, “reklam alanında Google ile yarışmamız olanaksız. Böylesi büyük bir arama motoruna 10 liraya reklam verebiliyorsunuz. Dolayısıyla işi sadece habercilik olan bizlerin, gelir kaynakları ciddi yara almış oluyor. Okur hassasiyetimizden ötürü etik olmayan reklamları da reddediyoruz. İşin bir diğer boyutu ise, büyük şirketler zaten muhalif gazetelere reklam vermekten kaçınır vaziyette”, dedi.
Yazmanın Bedelini Ödüyoruz
İnternetin sansürsüz bir ortam yarattığını, ancak Türkiye’de ise yayın organlarına açılan davalarla medya emekçilerine korku salınarak, özgür haberciliğin önüne geçilmeye çalışıldığını vurgulayan Güven, baskılara boyun eğen veya otosansür uygulayarak gündem olmasına karşın önemli haberleri gizleyen merkez medyanın, gazeteciliğe ve halka en büyük ihaneti yaptığını belirtti. İnternette oluşan özgür ortamın dünya üzerinde devlet başkanlarını dahi devirebilecek güce ulaştığını ifade eden Güven, “Türkiye’deki korku iklimi yazılanların azalmasına sebep oluyor. Bunlar gerçek haberciliği sindirmeye çalışıyorlar. Lakin ‘Cumhuriyet’ olarak biz, inatla yazmaya devam edeceğiz. Başka türlüsü düşünülemez. İçerisinde bulunduğumuz süreçte yazmanın bedelini ödüyoruz”, dedi. Gazeteden birçok arkadaşının bu bağlamda hala tutsak olduğuna da dikkat çeken Güven, yine de internetin dünya üzerinde getirdiği özgürlükçü ortamın her şeyi değiştirebileceğine inandığını belirterek, sözlerini noktaladı.
Organizasyon, toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.