Savaşın İki Yüzü Filmi Barış ve Dostluk Ödülünü Kıbrıs’a Taşıdı
Başarılı yönetmen Ömer Evre’nin, 1974’teki savaşta yaşanan ortak acılardan yola çıkarak beyaz perdeye yansıttığı Savaşın İki Yüzü adlı kısa film, 10. Uluslararası Lions Kısa Film Yarışması’nda Barış ve Dostluk ödülü kazandı. Film, Kıbrıs’lı Türkler ile Kıbrıs’lı Rumların dostluğuna ve kayıp şahıslara yönelik farkındalığa dikkat çekti
40 yılı aşkın süredir sırtında taşıdığı günahın bedeli ve vicdanını kavuran yükün ağırlığıyla, eline aldığı telefonun diğer ucunda Kayıp Şahıslar Komitesi vardı. İnsanların arasına çizilen hudutlara inat, yaşanan ortak acıların ise sınırı yoktu…
10. Uluslararası Lions Kısa Film Yarışması’nda, Kıbrıs’lı yönetmen Ömer Evre’nin yazıp yönettiği ‘Savaşın İki Yüzü’ adlı kısa film, ‘Barış ve Dostluk’ ödülü alarak, Kıbrıs’lı Türkler ile Kıbrıs’lı Rumlar arasındaki dostluğa dikkat çekti. 220 Kısa filmin arasından finale kalan 18 film içerisinde ödül alan ‘Savaşın İki Yüzü’, yaşanmış bir hikayeden doğan ortak acıyı beyaz perdeye taşıdı. Başarılı yönetmen Ömer Evre, filmin öyküsüne de konu olan 1974’teki savaş sonrası kayıp şahıslar için yürütülen çalışmalara yönelik farkındalık yaratmayı ve her iki toplum arasındaki dostluk bağlarına vurgu yapmayı amaç edindiklerini belirtti.
Evre, aynı zamanda öğretim görevlisi olduğu Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sinema-TV Bölümü’nde ders verdiği öğrencilerinin filme koyduğu katkıyı da işaret ederek, başarmak için üretmekten kaçınmamaları gerektiğini tavsiye etti.
Filler Tepişir, Çimenler Ezilir
‘Savaşın İki Yüzü’nde, ‘Acının Sınırı Yoktur’ sloganıyla yola çıktıklarını ifade eden Evre, “74’de yaşanan travma, her iki toplumda da ortak acılar doğurdu. Hala eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin, akrabalarının akıbetini bilmeyen insanlar var. Savaşı yaşayan jenerasyon yaşlanıyor ve kimilerinin de ömrü son buluyor. Bu nokta da insanlar işledikleri günahların vicdanlarında yarattığı yükü taşıyamaz oldukça, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne itiraflarda bulunuyor. Biz de filmimizde Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları hakkında farkındalık yaratmak için yaşanmış bir hikayeden yola çıktık. Pek tabii bu hikayede 45 yıl sonra gelen itirafın içerisinde Kıbrıs’lı Türkler ile Kıbrıs’lı Rumların bir arada yaşadıkları dönemde geliştirdikleri ve günümüzde de varlığını koruyan dostlukların yansımaları bulunuyor. Bu bağlamda yaşanan acılardan geriye kalan ise; ‘Filler tepişir, çimenler ezilir’ söylemi oluyor.”
14 dk’da Beyaz Perdeye Yansıyanlar 3 Yıl Süren Hassas Bir Araştırmanın Ürünü
Filmin araştırma ve yapım aşamalarında çok hassas davrandıklarına değinen Evre, her iki toplumdan filme konu olan acıları yaşayanlarla bir araya geldiklerini ve 3 yıl boyunca araştırma yaptıklarını belirtti. Araştırma sürecinde ve filmin oluşum aşamasında böylesi hassas bir konuda gerçekliği yansıtabilmek için objektif olmanın önemine dikkat çeken Evre, empati kurarak her iki toplumun da acılarını yaşadıklarını ve onların duygularını paylaştıklarını ifade etti. Evre, yarışma da kazandıkları Barış ve Dostluk ödülü için ise, “filmimize yakışan ödülü aldık” söyleminde bulundu.
Filmin Uzun Metraj Versiyonu İçin Çalışmalar Başladı
‘Savaşın İki Yüzü’ için uzun metraj film müjdesini de veren Evre, sinemanın içinden gelen sanatçıların jüride yer aldığı Uluslararası Lions Kısa Film Yarışması’nda elde ettikleri başarının referansına değindi. Evre, yarışmada önemli sanatçıların yer aldığı bir jüriye yansıtmayı arzu ettikleri duyguyu aktarabildiklerini görmüş olmanın, ‘Savaşın İki Yüzü’ için uzun metraj versiyon sürecini başlattığını kaydetti. Haziran 2019’da çekimlerine başlanacak olan filme teknik ekip, yapım, oyuncular ve müzisyenlerin imece usulü çok değerli katkılar koyacaklarını da belirten Evre, “bugüne dek toplumsal dönüşüme faydası dokunacak bir çok filmi zor şartlara rağmen beyaz perdeye taşıdık. Aslında biz bir fidan diktik. Süreç içerisinde o büyüdü. Ve şimdi de meyvelerini toplamak için kolları sıvıyoruz” dedi. Savaşın İki Yüzü’nün uzun metraj versiyonunda usta sanatçı Ayla Algan, danışman yönetmen Biket İlhan gibi büyük isimlerin yer alacağını da ifade eden Evre, Sinema-TV okuyan öğrencilerine de tavsiyelerde bulundu:
“Önemli olan hedef koymaktır. Yönetmenlik, görüntü yönetmenliği, kameramanlık vb. gibi Sinema-TV’nin parçası olan herhangi bir alanda uzmanlaşmayı hedeflemektir. Bu noktada kendi öğrencilerime de derslerde ayn tavsiyelerde bulunuyorum. Öğrencilik hayatlarında kamerayı ellerinden hiç düşürmesinler. Bol miktarda kısa film çeksinler ve yarışmalara katılsınlar. Kimse onlara ‘bunu neden çektin’ veya ‘neden başarısız oldun’ demeyecek. Çünkü onlar henüz öğrenciler. Ve denemekten, girişimde bulunmaktan, üretmekten hayatları boyunca asla yoksunmamalıdırlar. Başarı, ısrarlı denemeler ve çabaların sonucunda gelecektir”
Ayla Algan Atölye, Kıbrıs’ta Sinema Oyuncuları Yetiştiriyor
Kıbrıs’ta sinema sektörünün gelişimi için çeşitli eğitim çalışmalarında da bulunduklarını dile getiren Evre, kendisinin İstanbul’a giderek usta sanatçı Ayla Algan’dan almış olduğu oyunculuk eğitimini Kıbrıs’a taşıdığını belirtti. ‘Ömer Evre Prodüksiyon’ çatısı altında ‘Ayla Algan Atölye’sini kurduklarını ifade eden Evre, Türkiye ile Kıbrıs arasında oyunculuk alanında köprü oluşturduklarını da belirtti. Evre, “herkesin İstanbul’a gidip oyunculuk dersi alabilecek maddi imkanları bulunamayabiliyor. Bizde usta sanatçı Ayla Algan’dan oyunculuk eğitimi alabilme imkanını Kıbrıs’a taşıdık. Kıbrıs’ta sinema sektörünün gelişimine bu alanda katkı sunmak istedik. Bu şekilde daha çok kişi sinemada oyunculuk üzerine kendisini geliştirebilme imkanı bulabiliyor” dedi.
Yorum gönder
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.