Büyük kapılı küçük dükkân
Keman sesi geliyor sanki ama ses kesik gibi; büyük bir kapıya takılıyor, tam duyulmuyordu. Süzülen ince ışıkla birlikte ya az çıkıyordu sesiya da “kapıyı aç, dinle beni, seni kültüre ve emeğe çağırıyorum” diyordu.
Küçük çocuklara çok büyük gelen eski zamanlardan bir kapı. Kapı büyük ama içerisi pek de büyük değil. Adım atıp içeriye girdiğimizde, inceden süzülen ışığın yanından gelen keman sesi, biraz tozlu olan odaya dikkat çektiriyor.Oturmak için birçok yer var burada. Neden mi? Burası bir sandalye dükkânı. Eskide kalmış alışkanlıkların dükkânı. Hasırdan sandalyeler. Ancak tüm sandalyeler aynı değil.Bazıları küçük, bazıları büyük, bazıları ise henüz yarım, yapılmayı bekliyorlar ana malzemeleri sazlarla.
1946 doğumlu ve aslen Polili olan Saim Hannas sizi gülen yüzüyle bekliyor içeride. Aslında bu 1976’dan beri böyle.O zamandan bu zamana, işine olan sevgisi hiç değişmemiş. Size yaptıklarını büyük bir hevesle göstermek için bekliyor Saim Usta. Bu dükkânda sadece hasır sandalye yapmıyor; tahtalara çeşitli şekiller vererek onlardan süs eşyası da yapıyor; kabakları da süslüyor; sipariş üzerine sandalyenin yanı sıra masa da yapıyor.
Saim Usta, adanın kuzeyine göç etmeden önce daha çok oymacılık ve çalgı aletleri yaptığını, aynı zamanda çalgıları tamir ettiğini anlatıyor. Göç ettikten sonra yeniden meslek sahibi olmaya niyet etmiş ve hasır sandalye yapımına yönelmiş.
Gülen yüzü ve konuşkan yapısıyla dikkat çeken Saim Usta, küçük yaşlarda keman çalmayı öğrendiğini, isteyen müşterilerine keman çaldığını söylüyor.
Saim Usta’nın en büyük destekçisi ise oğlu ve iş arkadaşı Ayhan Hannas. 1982 doğumlu Ayhan Hannas, mesleği 13 yaşında babasını seyrederek öğrenmiş fakat ilk yıllarda mesleği istikrarlı şekilde sürdürmeyerek başka işlerde de çalışmış. 2010 yılında Güzelyurt’ta yaşanan sel felaketi, Ayhan Hannas’ın babasının yanına, baba mesleğine geri dönüşüne sebep oluyor; sel felaketinin ardından baba-oğul dükkânı yeniden yapılandırma kararı alıyorlar.Bunun için bir makine de alıyorlar. Tahtaları kesmek ve düzeltmek için alınan makine, elektriğin çekmemesi nedeniyle kullanılamıyor. Ayhan Hannas, verilen paranın boşa gittiğini ve makinenin de işlemeden dükkânın bir köşesinde durduğunu söylüyor.
Artık plastik sandalye kullanılıyor
Baba-oğul Hannaslar, hasır sandalyeye talebin azaldığından yakınıyorlar. ‘’Eskiden herkes evlerinde hasır sandalye kullanırdı; meyhanelerdeki sandalyeler bile hasırdandı” sözleriyle anıyorlar geçmişi. Şimdi ise yeni nesil tamamen plastik sandalye kullanımına dönmüş, bu da işlerin ağırlaşmasına yol açmış. Ayhan Hannas nişanlı olduğunu belirterek, evlilik tarihinin işlerin yolunda gidip gitmemesine göre belirleneceğini söylüyor.]]>