Medya Okur Yazarlığı dersini önemsemeliyiz
Özgür Karakaya[/caption] Medya okuryazarlığı, yazılı ve yazılı olmayan farklı formatlardaki televizyon, video, sinema, reklamlar, internet vb. iletileri çözümlemeye denir. Medya, kendine özgü bir dil kullandığından izleyecilerde duygusal etki oluşturur ve bunu da özel tekniklerle yaparak seyirciyi edilgenleştirir. Medya Okur Yazarlığı, bu ayrımın yapılabilmesi için fantazinin gerçekten ayrılmasında izleyiciye yol gösterir. Medyanın fikir, bilgi ve haberi bir başkasının bakış açısıyla yansıttığını da anlatarak farklı kaynaklardan gelen bilgilerinin doğruluğunun değerlendirilmesinde yardımcı olur. Medya mesajlarının belli bir yaratım sürecinde oluşturularak; ülkenin ekonomik sosyal, politik, tarihi bağlamında üretildiğini anlatır. Medyanın bazı kişileri dışladığını, bazı kişilerin yararına çalıştığını anlatarak medyanın yönlendirme yönüne dikkat çeker. Medyadan kimin yararlandığını kimin neden dışlandığının sorularını da sorulmasını ve cevabın alınmasına katkı sağlar. Medya endüstrilerinin siyasi görüşü, gelişmesi ekonomik tabanı ve idari yapısı konusunda bilgiler vererek; alternatif bilgi ve eğlence kaynaklarını aramayı ve medyayı kendi yararı için kullanılması gerektiğini anlatır. Medya okur yazarlığı medyayı akıllı ve etkili biçimde kullanan bilinçli insanların yetişmesinde rol oynar. Demokrasi, yurttaşlık bilinci ve siyasal katılımı teşvik etme şiddeti önleme gibi konularda da katkı sağlar. Gelişmiş ülkelerde Medya Okur Yazarlığı 1970’lerden itibaren uygulanmaya başlandı. Ülkemizde ise 2005 yılından itibaren tartışılmaya başlandı. İlk girişimi Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi başlatmıştır. Akademisyenlerle gazeteciler bir araya gelerek yapılan tartışmalar sonucunda yararlı bir girişim olduğu görüşü benimsendi. Konu Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından da önemsendi. Milli Eğitim Bakanlığı da okullarda medya okur yazarlığı kavramanın anlatılması için pilot okullar seçti. 2007-2008’den itibaren Radyo Televizyon Üst Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca ilk ögretim okullarında 6. 7. 8. sınıflarda seçmeli ders olarak haftada 1 saat okutulmaya başlandı. Bu ders için 81 ilden seçilen toplam 105 sosyal bilimler öğretmeni 26-28 Haziran’da Ankara’da hizmet içi eğitimi aldı. Geldiğimiz nokta gösteriyor ki, kısa sürede verilen bilgilendirmelerin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Ders kitabı dışında kaynak olmayışı da sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Ayrıca ders bazı okullarda Beden Eğitimi, Türkçe, Bilgisiyar dersini veren öğretmenler tarafından verilmektedir. Bu da verimsizliği beraberinde getirmektedir. Oysa; yapılması gereken dersin, medya eğitimi almış; İletişim Fakülteleri’nden mezun olan kişiler tarafından verilmesidir. Eğitim düzeyi ortalaması 4 yıl olan ülkemizde sayıları 30’u bulan ve yılda 5 bin’e yakın mezun veren İletişim mezunları yani İletişim diplomalıları tarafından verilmesinde yarar vardır. Böylece iletişim mezunlarına da eğitim konusunda bu alanda iş imkanı sağlanmış olacaktır. ozgur694@hotmail.com]]>