Şimdi yükleniyor

Sosyal Medya Adalet Bakanlığı

Türkiye’de insanların adalete olan güveninin sarsıldığı tartışmasız bir gerçek olmakla birlikte güncel mevzuatın günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığına dair insanların ortak görüşü de mevcut. Öyle ki adil yargılamaya olan zayıf inanç nedeniyle sosyal medya mecralarında tepki koyuyor ve kamuoyu gücünü çeşitli olaylarda sergileyebildiğimize şahit oluyoruz.

Özellikle kadın cinayetlerinin artması ve hayvanlara kötü muamelenin artık gözle görünür hale gelmesi ve bu olayların çeşitli şekillerde sosyal medyada paylaşılması, faillerin çok kısa sürede yakalanmasına, tutuklanmasına ve cezalandırılmasına neden oluyor. Geçmişe nazaran çok daha uzun sürecek yakalama işlemlerinin kısa sürelerde meydana geliyor olması sosyal medyanın ne denli güçlü olduğunun kanıtı haline geliyor.

Sosyal Medyanın Ceza Muhakemesi Üzerindeki Etkisi

Ceza muhakemesi, maddi gerçeğin açıklığa kavuşturulması için yapılan yargılama faaliyeti olup suç isnadı ile başlayan mahkumiyet ya da beraat ile sonlanan bir süreçtir. Savcılık makamı suç isnat edilen şahıslar aleyhinde iddialarda bulunur ve bu da bu makama ispat yükü getirir. İspat külfetini ise savcılık makamı, deliller vasıtasıyla ortaya koyar. Makul şüphenin ötesinde leh ve aleyhte olan deliller ortaya konur, amaç maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçek, savcılık makamının yapacağı bizzat araştırma ile ya da kolluk marifetinin topladığı delillerle ortaya konur.

İşte bu noktada, sosyal medya paylaşımları adli makamlara delil toplama, inceleme ve araştırma konularında yardımcı olmaktadır. Öyle ki toplumda kuvvetli bir tepkiye neden bir olay bu baskı nedeniyle yeniden gündeme gelmekte ve adli makamlarca daha farklı tedbirler uygulanmasına neden olmaktadır. Ancak, bu da insanlarda adalet duygusunun zayıflamasına neden oluyor. Öyle ya, sosyal medyadaki kalabalığın yapabildiğini neden adli makamlar yapamıyorlar, yeterli inceleme ve araştırma olmuyor mu noktasında eleştirilerin doğmasına sebebiyet vermektedir.

Sosyal Medyanın İşlevi

Ülke nüfusunun %64’ünün sosyal medya kullandığı düşünüldüğünde, bu denli büyük bir kitlenin mağdurların seslerini kalabalıklara duyurabilme ve kalabalıkları toplayabilme gücünü şiddettin önlenmesi için, adil yargılama süreçlerinin uygulanmasını talep etmek için kullanılması olumlu sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, serbest bırakılan bir şüphelinin sosyal medyada paylaşılan video ya da fotoğrafları nedeniyle, ortada makul tutuklama nedenlerinin varlığına kanaat edilerek, tutuklama tedbiriyle karşılaşması işten bile olmamaktadır.

Sosyal Medyanın Gücü

Sosyal medyanın, adalete erişimde zorluklar yaşayan kimselerin sesi olması durumu adalete olan güveni zedelese de toplu tepki verebilme işlevi ile mağdurların tercih ettiği bir yöntem haline gelmiş durumda. Öyle ki erkek arkadaşı tarafından tacize uğrayan, defalarca adli mercilere başvuran, polise giden ama şikayeti hakkında elverişli bir işlem yapılmadan evine gönderilen bir genç kızın son çaresi sosyal medya hesabından paylaştığı bir bilgiselinin duyurulması oluyor. Genellikle ve çoğunlukla da işe yarıyor. Etkileşime kulak veren sosyal medya kullanıcıları avukatı da kendi aralarında buluyor, polise sayısız ihbar gitmesine de vesile oluyor ve tek bir sesin ciddiye alınmadığı durumlarda birçok sesin yan yana gelmesiyle olay ciddiye alınmış oluyor ve bir türlü başlamayan işlemler başlatılıyor.

Türkiye’de son yıllarda kadına şiddet, çocuğa ve hayvana şiddet gözden kaçırılamayacak derecede çok artmıştır. Öyle ki bu olaylar sonucunda şüphelilerin serbest bırakılması, sanıkların tahliye edilmeleri vicdanları rahatsız etmekte ve adalet duygusunun yitirilmesine biraz daha vesile olmaktadır. İnsanlar tarafından sosyal medya, bu ağır duygularla baş etme yöntemi olarak kullanılırken, adalet duygusu sarsılmış bir kişinin serzenişi aynı duyguya sahip ülkenin kilometrelerce ötesindeki başka bir kişiyi de etkilemekte ve tepkisini koymakta da tetiklemektedir. Adalet duygusunun zayıflaması, ekonomik ve yaşam koşullarının zayıflaması, sosyal medyayı ister istemez kuvvetli bir erk haline getirmiştir.
Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; sosyal medyada gündeme oturan en bilinen olaylarda şüpheliler gözaltına alınarak tutuklanmış, sanıklara ise vicdanları tatmin edecek cezalar verilmiştir. Sosyal medya araçlarından yayılan haberlerin yarattığı öfke ve kızgınlık toplumsal baskı yaratmakta ve adalet mekanizmasını sıkıştırmakta ve etkin bir rol oynamaktadır.

Okuyucuda oluşan algı sosyal medyanın etkin gücü sayesinde adalet yerini buluyorken adli makamlar gözünden bakıldığında da sosyal medyanın etkin gücü sayesinde bilgilere, belgelere ulaşmanın çok daha kolay hale gelmesidir. Sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarının, delil toplama yetkisine sahip kolluk ve savcılık makamı kanaatini oluşturmakta yadsınamaz bir etkisi olduğunu kabul etmek gerekir.

Adaletin yerini bulduğu, mevcut mevzuatın ihtiyaçlara cevap verdiği, toplumsal refahın yükseldiği günlere ulaşmak dileğiyle.